Bologna, katliamın 45. yıldönümü. Mattarella: "Ülke kararlılıkla karşılık verdi."

2 Ağustos 1980 sabahından bu yana kırk beş yıl geçti. Tatil dönüşlerinin yaşandığı bir cumartesiydi, neşeli yaz atmosferi terörizmin vahşetiyle sonsuza dek paramparça olmuştu. Kırk beş yıl sonra, o tarih hâlâ II. Dünya Savaşı sonrası İtalyan tarihinin en karanlık sayfalarından birini temsil ediyor. Sabah 10:25'te, Bologna merkez istasyonunun bekleme salonunda şiddetli bir patlama meydana geldi, 85 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı. İkinci mevki bekleme salonunda terk edilmiş bir bavulun içine yerleştirilen yüksek patlayıcılı bir cihaz, binanın bir bölümünü harap etti ve çatının çökmesine neden olarak yolcuları, operatörleri ve çalışanları etkiledi. Bombanın gücü o kadar büyüktü ki, ölüm ve paniği bekleme salonunun çok ötesine yaydı, enkazı raylara ve hareketsiz trenlere savurdu.
İtalya'nın tamamını sarsan trajedinin 45. yıldönümünde, Bologna ve tüm ülke, gösteriler, kamu törenleri ve saat 10:25'te uzun süre çalan tren sirenleriyle kurbanları anıyor. Anma töreni, kurumlar ve kurban aileleri derneği arasında Palazzo d'Accursio'da bir toplantıyla başladı, ardından Via Ugo Bassi'den Piazza delle Medaglie d'Oro'ya bir geçit töreni düzenlendi ve resmi konuşmalar yapıldı. Katliamın gerçekleştiği saat 10:25'te bir lokomotif düdüğünün üçlü çalınmasıyla bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Bu sabah Cumhurbaşkanı'nın mesajı da geldi. "Bologna tren istasyonu katliamı, İtalya'nın kimliğinde silinmez bir insanlık dışı iz bıraktı. Bu, anayasal değerleri, toplumsal başarıları ve bunlarla birlikte medeni birlikteliğimizi baltalamayı amaçlayan acımasız bir neo-faşist yıkıcı stratejinin sonucudur." diye ekledi: "2 Ağustos, kırk beş yıl önce, parçalanmış bedenler, sayısız masum ölüm, aile üyelerinin büyük acısı, bir şehrin ve onunla birlikte tüm ulusal topluluğun yaşadığı çalkantı, ulusun hafızasına kazınmıştır."
Devlet Başkanı daha sonra Bologna, Emilia-Romagna ve İtalya'nın, "hızla ve kararlılıkla, ellerinden gelen tüm dayanışmayı göstererek" "istikrarsızlaştırıcı planı, devlet aygıtları içinde bile mevcut olan suç ortaklığını ve katliamlara öncülük edenlerin komplolarını" reddettiklerini hatırlattı.
Ardından, kurbanların ailelerine yakınlık, "katliamın faillerinin ortadan kaldırmaya çalıştığı demokratik ilkelere bağlı, kurumları zayıflatmak için korku aşılayan, ülkeyi otoriterliğe doğru itmeye çalışan, sorumlulukları hakimlerin ve kamu görevlilerinin azimli çalışmaları sayesinde tesis edilen, bütünleşmiş bir topluluğun ifadesidir. Faillerin ve azmettiricilerin ortaya çıkarılmasına giden yolda her zaman ışık tutan Mağdur Aileleri Derneği'nin tanıklığı, Cumhuriyet'in şükranlarını hak ediyor. Özellikle gençler için, anayasal değerlere bağlılığın değerli bir örneğidir."
ilsole24ore